Kadınlarda Cinsel İsteksizlik
Türkiye’deki kadınlarda en sık rastlanan cinsel işlev bozukluğu cinsel isteksizliktir. Çok genç yaşlardan çok ileri yaşlara kadar görülebilmektedir. Bunun nedeni fiziksel olduğu kadar psikolojik de olabilir. Aslında problem çoğu kez psikolojiktir. Diğer bir adı da frijidite olan cinsel soğukluğun sebebinin erkek olduğu düşünülse de bu konuda kadına da rol düşmektedir. Bu nedenle cinsel isteksizlik sorunu aslında çiftin ortak problemidir.Kadınlarda düzen çok önemlidir.
Kafasında düzen problemi yaşayan yani beynini dışarıya kapamadan cinsel beraberlik yaşayan kadınlarda cinsel isteksizlik olması çok doğaldır. Ayrıca evde karı koca arasında güç savaşları varsa; erkek sorumluluk almaktan kaçınıyorsa, kadını sürekli suçluyorsa, aralarında iletişim problemi varsa yani açık iletişim kuramıyorlarsa,erkek kadına dokunmadan birleşmeye çalışıyorsa, kadında isteksizlik olması çok doğaldır.
Toplumumuzdaki cinsel mitler de kadınların cinsel aktivitelere katılmasına engel olabilir. Örneğin sevişmek isteyen kadın azmıştır ve kötü kadındır gibi inançlar çok yaygındır. Diğer taraftan yeni evlenenlere “Aman erkeğini mutlu et! Bir görevin de kocan istediğinde onunla beraber olmaktır.” gibi söylemler kadınları bu işi bir görev gibi algılayıp doğuştan var olan cinsel dürtülerin yok olmasına sebep olmaktadır. Bu da aslında keyifli olan bir aktivitenin eziyet ve görev gibi görülmesine ve kadınlarda uyarıla-mamayla birlikte orgazm sorunları yaşanmasına sebep olmaktadır.
Bununla birlikte toplumda cinsel istismara maruz kalmış ve kocası tarafından tecavüze uğramış yani istemediği halde kocası tarafından zorla cinsel ilişkiye zorlanmış (her ne kadar toplumda evli diye tecavüz olarak görülmese de) kadın sayısı azımsanmayacak kadar çoktur. Kadının geçmişte yaşadığı kötü cinsel deneyimler, travmalar, geçmişte yaşadığı taciz ve tecavüz sahneleri cinsel yakınlaşmalardan uzak kalmasına sebep olabilir.
Cinsel isteksizlik probleminde kişinin yaşı da dikkat edilmesi gereken faktörlerdendir. Yaşın ilerlemesi ile kadında meydana gelen biyolojik değişim özellikle menopoz ve sonrasında oluşan hormonal değişim vajinanın kuruluğuna akabinde cinsel ilişki sırasında ağrıya sebep olmaktadır. Bu biyolojik değişimler de cinsel isteksizliğe sebep olmaktadır. Ülkemizde menopoz sonrasında yani adet görme sona erdikten sonra kadınlar “Ben erkekleştim, artık cinsellik benim neyime!” gibi olumsuz düşünce ve inanışlara kapılarak cinsellikten uzaklaşırlar. Hatta “Bu yaştan sonra hoş olmaz, ayıp olur!” düşüncesinden dolayı, cinsel istek azlığını bir sorun olarak görmez ve tedaviye başvurmazlar. Diğer bir sebep de ilaçlar olabilir. Çeşitli psikiyatrik bozuklukların tedavisinde kullanılan ilaçlar, doğum kontrol hapları, diyabet ve tansiyon ilaçları da cinsel soğukluğun sebebi olabilir.
Sonuç olarak kadın duygusal bir varlıktır. Erkekler için erotizm önemliyken kadınlar için önceliği romantizm alır. Cinsel isteğin arttırılması için öncelikle kadın ile erkeğin flört etmesi, açık iletişim kurması gerekir. Ayrıca bu iletişim sonucunda erkeğin kadının duygularına kulak verip, güç savaşlarını sona erdirip sorumluluk alması şarttır. Sonrasında dokunmalar gelir. Beş duyu ile odaklanmak geçmişin ve geleceğin kapılarını kapatarak anı yaşamak, tam bir bütün olmak gerekir.
